PARİS je t’aime;
Paris ,her gittiğimde bana ayrı bir hikaye anlattı, bambaşka, büyülü bir masalın içinde yaşattı.
Eyfel Kulesi, ışıklandırılınca bir başka güzel.
Ceylin’le ,yarıyıl tatili yurt dışı seyehatlerimiz ,artık geleneksel hale geldi.
Ocak ayı, Avrupa’da yeniyıl tatili sonrasına geliyor.Turistik sezon da olmadığından uçak biletleri ve otel konaklama fiyatları çok uygun.Bir de Türkiye’ deki sömestr tatiline yakın bir tarihe, önceden ayarlama yaparsanız, sizin de sanat,tarih,keşif , heyecan dolu unutulmaz Paris anılarınız ,birbirinden güzel fotoğraflarınız olabilir.Her şeyde olduğu gibi bu işler de yani gezme,görme işleri de biraz yoğunlaşma ve cesaret istiyor.Bence en önemlisi, odaklanmak.Hep söylediğim gibi, neye odaklanırsak hayatımıza onu çekiyoruz,çoğaltıyoruz,büyütüyoruz.Ben de gezmeye,görmeye,keşfetmeye,anı biriktirmeye odaklıyım.Hayatıma da tüm bunları kolaylıkla çekiyorum,çoğaltıyorum.
Ceylin’le Paris programı yapmadan önce Paris’e sadece bir kez ,2012 yılında paket tur alarak gitmiştim.Beneluks -Paris ,7 gece 8 gün bir turdu. Paris’te sadece 2 gün gezme imkanım olmuştu, tabi o zaman da metroyla kendim keşfetmiştim.
Büyük ama, kolay bir metro sistemi vardı.Bütün turistik noktalara metro ile çok kolay ulaşılabiliyordu.Eyfel Kulesi; gündüz ayrı ihtişamlı ,gece ışıklandırmasıyla ayrı büyüleyiciydi,St. Michael Notre Dame Katedrali,Montmartre ,Ressamlar tepesi,Sacrecour Katedrali, Cahamps Elysees Caddesi,Marais bölgesi,tam günlük metro bileti alarak, çok rahat gezmiştim.Yeme içme işleri euro nun da etkisiyle biraz bütçe zorlayıcıydı, biraz fast food takviyesi yapmıştım.
Paris seyehatimiz için uçak biletlerimizi , 2016 yılı ocak ayı sonlarında bir tarih için eylül ayı başında Pegasus hava yollarından satın aldım.Otelimiz Hotel Agora’yı da yine aynı zamanlarda , Booking.com sitesi üzerinden rezerve ettim.Fransa, Avrupa Birliği Ülkesi olduğu için ,Shengen vizesi alıyorsunuz ,ben vizelerimizi kendim aldım.Fransa, uzun süreli vize veriyor ve evrak konusunda çok sıkıntı çıkarmıyor, biraz fiyat farkıyla kişi başı 50 Euro kadar,aracı firmalar yardımıyla da vizenizi alabilirsiniz.Toplam maliyeti kişi başı 80-120 Euro arası.
Otelimiz,Paris’in en merkezi noktalarından birinde, Les Halles Metro durağına çok az yürüme mesafesindeydi.
Paris’te de ,bir çok Avrupa şehrinde olduğu gibi ,şehir merkezindeki otellerin büyük çoğunluğu ,restore edilmiş tarihi binalar.Bizim otelimiz de böyle bir binaydı.Odada özel banyo olması bile fiyatta baya fark yaratıyor, genellikle oteller ortak banyolu.Özel banyo benim için önemli , bu sebeple özel banyolu , kahvaltı vermeyen bir otel seçtim.Yeri çok güzeldi, temizdi,iyi ısınıyordu,sürekli sıcak su vardı ,memnun kaldık.Tavsiye ederim.
Uçağımız sabahın erken saatlerinde Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan hareket etti. Kar yağışı ve tipi olmasına rağmen tam saatinde kalktı.
Pegasus Havayolları ,bu konuda çok tutarlı.Keyfi iptalleri ya da rötarları olmuyor. Seyahatlerimde,uygun fiyatları ve bu prensiplerinden dolayı genellikle Pegasus Havayolları ‘nı tercih ediyorum.Bu zamana kadar bir sıkıntı yaşamadım.
Öğle saatlerinde, Paris Orly Havaalanı’na indik.Orly Hava alanı küçük ve kolay.
İki terminali var.Orly Sud ,ve Orly Ouest, Pegasus Havayolları Orly Sud ‘a iniyor.Pasaport kontrolünde yoğunluk yoktu.Hızlıca ,sıkıntısız geçtik.Metro ile bağlantılı daha uzak bölgelere giden RER tren hattı var. Orly Val Treni ile RER hattına gidebiliyor,oradan metroya aktarma yapabiliyorsunuz.
Shuttle otobüslerin içinde, otobüs duraklarını gösteren broşürler de bulabilirsiniz.
Bir de, hava alanı çıkış kapısıın tam karşısında durakları olan shuttle şeklinde otobüsler var.Taksiler de bu durakların yanında ,taksi ücretleri fazla olduğu için (ortalama 50 Euro).Bana shuttle otobüslerle merkezi bir noktaya gidip oradan metroyla otele gitmek daha pratik geldi. Kişi başı 7 Euro olan ücreti ,otobüsün içinde şoföre ödedik. Yarım saatte merkeze geldik, indiğimiz nokta, Concorde Meydanında,İnvalides metro durağının tam önüydü.Metro ile otele geçişimiz çok kolay oldu.Bu arada bir hatırlatma yapmak istiyorum.Metro durağındaki bilet gişesinde görevli yoktu.Bilet otomatı da sadece madeni parayla çalışıyordu.Bavullarımızla, duraktan tekrar caddeye çıkıp ,en yakın kafede, kahve içerek para bozdurduk. Bozuk paranız yoksa metroya inmeden hazırlayın.
Otelimizin balkonundan manzaramız harikaydı.Karşı çaprazımız, Les Halles metro durağı ve alışveriş merkezi. Karşımız sıra sıra sevimli kafeler ,sabah kahvaltılarımızı kişi başı ortalama 5-6 Euro ya o kafelerde yaptık.Kahve ve kruvasan en sevdiğimiz kahvaltı.
Otelimize çok rahat ulaştık, yerleştik ,aldık haritamızı elimize Hotel De Ville ‘ye doğru yürüdük ,Oradan Notre Dame Katedralini gezdik ,fotoğrafladık.Uygun fiyat ,lezzet ve orjinal Fransız lezzetleri bulabileceğimiz restoranların Quarter Latin bölgesinde olduğunu okumuştum.
Notre Dame Katedrali’nden Montebello Köprüsü boyunca ,Lüksemburg Bahçelerine doğru yürümeye devam ettik.En ucuz hediyelik eşya dükkanları bu civarda ,hava oldukça soğuk olduğu için biz de bir dükkandan Paris’li berelerimizi aldık ve hemen kafamıza geçirdik.
Quarter Latin Bölgesi , turistlerle ve gençlerle dolu,hareketli cıvıl cıvıldı.Restoranlar giriş kapılarının yanına set menü fiyatları yazan tabelalar koymuşlar.Salata ,ana yemek,tatlıdan oluşan menü ortalama 15 Euro.
Notre Dame Katedrali ,gece ayrı güzel.
Ve restoranların tabelalarında görünce ,denemeye karar verdiğimiz salyangoz.
Ceylin’in, salyangozla sınavı çok çetin geçti.Kendini çok zorladı, ama deneyemedi.Verdiğim 10 Euro nun da motivasyonuyla ben denedim,iki ya da üç tanesini yemeye çalıştım.Ama devam edemedim,toprak kokusu ve tadı aldım.O kadar da soslamışlar, özel kaşıkları ,bıçakları da var ,ama damağımıza uymadı damağımıza uymadı birkere.Cafe de Paris soslu biftek ve fırın patates candır dedik.
Pastalardan birkaç çeşit denedik ,çok lezzetliydiler.
Ertesi gün ,sabah erkenden otelimizden on onbeş dakika yürüme mesafesindeki , Louvre Müzesine gittik, ben daha önce gitmiştim ama çok vaktim olmadığı için hızlıca D kanadına gidip Mona Lisa tablosunu bulmuş ,Japon turist izdihamından dolayı da çok ta fazla göremeiştim. Kış sezonu olduğundan ,biraz da erken saatte ,saat 8 gibi gidince girişte sıra beklemedik, içerisi de neredeyse bomboştu.
Mona Lisa ‘nın sergilendiği salonda sadece Ceylin ve ben.
Neredeyse tam bir günümüzü Louvre Müzesi’ne ayırdık,ve yine de çok az kısmını gezebildik, belki bir haftada anca gezilir,çok büyük ,çok detaylı muhteşem bir müze.
Akşam üzeri metroyla , Louvre durağından binip,Concorde durağından, İnvalides durağında inmek için aktarma yaptık.Champ De Mars durağına ,Eyfel Kulesine gittik, Eyfel ,ışıklandırılmış,nefes kesiciydi ,Ceylin’le bir süre uzaktan izledik.
Büyüleyici Eyfel…
7 gece 8 günlük gezimizin diğer günlerinde 1 tam günümüzü , Disneyland’a ayırdık.Biletlerimizi çok önceden internetten almıştık, kişi başı 15-20 Euro arası daha az ödedik.Otelimizin hemen karşısındaki merkez metro istasyonundaki gişeden Disneyland’a gitmek istediğimizi söyleyerek gidiş dönüş biletlerimizi aldık.
RER-A hattından Marne-La -Valle Chessy yönüne giden trene binerek 35 dakikalık bir yolculukla Disneyland’a ulaştık.
Park girişinde ,yoğun güvenlik önlemleri var. Bütün eşyalarınızı hava alanı kontrolü gibi kontrol noktasından geçiriyorsunuz,sonra tam girişte polisler cihazlarla üzerinizi tarıyor. Bilet kontrolünden sonra parka girebiliyorsunuz.Biletinizi internetten aldıysanız hafta içi ya da hafta sonu farklı fiyatlar,ona dikkat ederek gelin ve mutlaka biletinizin barkotlu çıktısı yanınızda olsun.
Disneyland iki ana parktan oluşuyor,1.si Park Disneyland,2.si Disney Stüdyoları.Parkın daha yeni açıldığı saatler ve kış dönemi olduğu halde park çılgınca kalabalıktı.Üstelik te hafta içi bir gündü.Bütün oyuncakların önünde kuyruklar metrelerce uzuyordu,Ceylin’in en çok binmek istediklerini seçip onların sıralarını bekledik,İndiana Jones rollingcoster’a Ceylin ‘in ısrarıyla ben de bindim, çok fazla korktum ,çok yüksek hızla başaşağı gittiğimiz oldu, inince bir süre kendime gelemedim,sıra da olmadığı için Ceylin en az 5 kez binmiştir.Hareketli çizgi film karekterlernin şarkılar söylediği, tünellerin içinde dolaştığımız başka bölümler çok keyifliydi,ayrı bir dünyaydı sanki.
Disneyland,herkesin özellikle de çocukların kendi masallarında yaşayacağı hayal gibi,rüya gibi bir yer, deneyimlenmesini tavsiye ederim, sadece yeme içme işleri biraz fena ,fast food harici yiyecek birşey yok ve çok çok pahalı….
Montmartre ,Sacre Coure Bazilikasına gitmek için Port Dauphine ,haritada koyu mavi renkle gösterilen hatta bindik ve Anvers durağında indik.Caddeden karşıya geçip yokuş boyunca tırmandık ,bu yamaç sokak boylu boyunca hediyelik dükkanlarıyla dolu,buradaki fiyatlarda merkeze göre daha ucuz.Tepeye ulaştığınızda Bazilika ‘nın merdivenleri başlıyor ,en alt basamaklarda en güzel fotoğraf karesini yakalaya bilirsiniz.
Gece ışıklanmış halini görmek için başka bir akşam,tekrar geldik,gecesi de ayrı güzeldi.
Bazilika’nın arka tarafında kalan bölge ara sokaklardan çıkınca ,ressamlar tepesi, sokak ressamları ,kafeler ,güzel keyifli bir yer.
Otelimizin hemen yanındaki cadde ve ara sokaklarda keşifteyiz.
Hard Rock Cafe, bizim olmazsa olmazlarımızdan .Haliyle Hard Rock Cafe Paris ‘te gezi programımızın uğrak noktalarından birisiydi.
Hard Rock Cafe ‘ye bir akşam üzeri Montmartre dönüşümüzde uğradık, Metroyla çok çok kolay ulaşabilirsiniz.Grand Boulevards durağında inip, La Fayette yönüne doğru biraz yürüyünce cadde üzerinde sağınızda ,Hard Rock Cafe ‘yi görüceksiniz.Biraz küçük,barı ve restoran kısmı kalabalık ve rezervasyon gerekiyor.Ürün satış bölümü ferah.Biz de restoranda yer bulamayınca ,bar kısmında oturup bişeyler içtik ,fiyatlar ortalama.
Hard Rock Cafe, Grands Boulevards metro durağında inip,cadde boyunca Lafayette ‘ye doğru biraz yürüyünce hemen sağınızda kalıyor.
Anne Kız , ocak ayı Paris tatilimiz gerçekten ,çok keyifli geçti.Hava soğuktu ama soğuk hava nedeniyle hiç bir planımızdan vaz geçmedik, Eyfel kulesi’ne çıkışımızda hiç sıra beklemedik, soğuk havayı hissetmedik. Kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirdik, müze girişlerinde kalabalık yoktu ,sıra beklemedik.Özetle kış dönemi Paris hem aşırı kalabalık değil hem de uçak bileti ve otel konaklama maliyetleri daha uygun.Biz çok eylendik darısı sizlerin başına….
Reblogged this on PARACIX.
BeğenBeğen